Fecr: Lisânü’l-ʿArab'a göre fecr; yarılma, hafif kızıllıktır
Fecr-i Kazip: Sahte fecir, Zodyak Işığıdır. Bu zamanda ışınlar, âyette bahsedilen toplanmadan ziyade kubbe/piramit şeklindedir. Ayrıca, bu zamanda kırmızı ışıklar her zaman her yerde gözlemlenmez
Fecr-i Sadık: Sabah namazının kılındığı vakittir. Bu vakitte Zodyak ışığından farklı olarak âyetteki tanıma uyumlu bir toplanma gözükür.
Gündüz (Nehar): Güneşin doğması ve batması arasındaki zamandır.
Ancak, sözlüklerde ve tefsirlerde "nehar (gündüz)" kelimesinin başlangıcı fecrin (şafağın) doğuşuna doğru genişletmiştir.
Râgıb el-İsfahânî'ye göre; "Nehar/gündüz, ışığın yayıldığı zamanı temsil eder.
Dinî kullanımda, sabahın şafağının (fecr) yükselmesinden (doğuşundan) güneşin batışına kadar olan zamanı ifade eder.
Asıl anlamı, güneşin doğması ve batması arasındaki zamandır." (el-Müfredat)
Bu gibi "nehar/gündüz" kavramının dini ve dini anlamın dışında iki anlamının olduğunu söyleyen ve böylece nehar kelimesinin anlamıyla oynayan sözlükler, nehar kelimesinin gerçek anlamını anlamakta ve ayeti yorumlamada zorluk çekmemize neden olmaktadır.
Ancak bu, nehar kelimesinin anlamı ve kullanımı dikkate alınırsa yanlış bir yorumdan öteye gidemez.
Kısacası; fecr (sabah) namazı gündüzün iki ucuna dahil edilemez. Çünkü; nehar (gündüz), fecr (sabah) ile değil, güneşin doğması ile başlar
Gece: Güneşin battığı akşam saatlerinden güneşin doğuşuna kadar olan zaman dilimini ifade eder.
Gece 3 bölümden oluşur; birinci bölüm güneşin batmasından alacakaranlık anına kadar sürer, bu bölümde akşam ve yatsı namazları kılınır. İkinci bölüm alacakaranlık anından fecr anına kadardır. Üçüncü bölüm fecrden nehara kadardır ve bu bölümde sabah namazı kılınır.
KUR'AN'DA NAMAZ VAKİTLERİ
ÖĞLEN:
"Göklerde ve yerde hamd O’na aittir. Gündüzün sonunda ve öğle vaktinde de (O’nu tesbih edin)." (30/Rûm 18)
"Namazı; güneşin batı tarafına yönelmesinden gecenin karanlığına kadar, bir de şafak ışıklarının toplandığı sırada (fecr) tam kıl. Şafağın toplanması gözle görülür."
(İsrâ, 78)
"Gündüzün (nehar vaktinin) iki bölümünde ve geceden (gündüze) yakın zamanlarda namaz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, hatırlayanlar için bir hatırlatmadır. "
(Hûd, 114)
Öğlen namazı hakkında herhangi bir şüphe yoktur.
İsrâ suresinin 78.ayetinden ilk namazın öğlen olduğu düşünülebilir.
GÜNDÜZÜN TARAFLARI
Kur'an'da "tarafeyi-nnehâr" denilerek belirtilir.
Arapçada, kısım ve bölüm gibi anlamlara gelir. Bu kelimeye sadece "uç kısmı" gibi bir anlama indirgemek doğru değildir ki kelimenin Kur'an'daki diğer kullanımları (3:127) bu kelimenin uç kısmı gibi bir anlama indirgenemeyeceğinin kanıtıdır.
İKİNDİ:
"Göklerde ve yerde, yaptığını güzel yapmak Allah’a mahsustur. gündüzün sonunda/a doğru ve öğle vaktinde de kulluk edin."
(Rum, 18)
"Gündüzün (nehar vaktinin) iki bölümünde ve geceden (gündüze) yakın zamanlarda namaz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, hatırlayanlar için bir hatırlatmadır. "
(Hûd, 114)
"Namazı; güneşin batı tarafına yönelmesinden gecenin karanlığına kadar, bir de şafak ışıklarının toplandığı sırada (fecr) tam kıl. Şafağın toplanması gözle görülür."
(İsrâ, 78)
Güneşin batmasından önceki ve gündüzün iki kısmından biri "ikindi" namazıdır.
Gündüz iki namaz kılmamız emredildiğinden öğleden sonraki diğer namaz ikindidir. İkindinin ne zaman kılınacağı net belirtilmemiștir. Buna sebep olan şey, Allah'ın hafifletmesi olabilir.
SALAT-I VUSTA
Namazlara ve orta/güzel namaza dikkat edin. Allah’ın huzurunda saygıyla durun.
(Bakara, 238)
Orta/güzel namaz ilgili 3 yorum yapılabilir:
1-) Bu namaz ikindidir. Çünkü ikindi nehar (gündüz) ve gecenin ortasıdır.
2-) Bu namaz akşamdır. Çünkü 5 namazın 3'üncüsü akşamdır.
3-) Bu namaz cuma namazıdır, ayete en çok uyan da budur. Çünkü "vasat" en iyi, mükemmel, en güzel anlamlarına da gelir (el-Muhît, el-Miṣbâḥu’l-münîr)
AKŞAM:
"O halde akşama kavuştuğunuz zaman ve sabaha kavuştuğunuz zaman tesbih Allah'ındır."
(Rum, 17)
"Namazı; güneşin batı tarafına yönelmesinden gecenin karanlığına kadar, bir de şafak ışıklarının toplandığı sırada (fecr) tam kıl. Şafağın toplanması gözle görülür."
(İsrâ, 78)
"Gündüzün (nehar vaktinin) iki bölümünde ve geceden (gündüze) yakın zamanlarda namaz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, hatırlayanlar için bir hatırlatmadır. "
(Hûd, 114)
Hûd 114'te nasıl tesniye haldeki bir kelime olan gündüzün iki tarafı, 2 namazı kastediyorsa aynı şekilde çoğul olan bu kelime en az 3 namazı kasteder.
Ayette bahsedilen geceden yakın saatler gecenin gündüze yakın saatleridir. Gecenin gündüze yakınlığı ise barındırdığı ışık ile ölçülür. Böylece bu zamanda kılacağımız namazlar akşam yatsı ve sabah namazlarıdır.
Akşama kavuştuğumuz an kıldığımız namaz "akşam" namazıdır. Akşam vakti kızıllığın olduğu andır ve kızıllık bitene kadar devam eder.
Tesbih: Lisânü’l-ʿArab'a göre arındırmak, yüceltmek demektir. Tesbih, Feyyûmî'ye ve diğer dil bilginlerine göre salat ve zikir anlamına da gelmektedir.
YATSI:
"Gündüzün (nehar vaktinin) iki bölümünde ve geceden (gündüze) yakın zamanlarda namaz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, hatırlayanlar için bir hatırlatmadır. "
(Hûd, 114)
"Namazı; güneşin batı tarafına yönelmesinden gecenin karanlığına kadar, bir de şafak ışıklarının toplandığı sırada (fecr) tam kıl. Şafağın toplanması gözle görülür."
(İsrâ, 78)
"Ey iman edenler! Elinizin altındaki esirler ile henüz erginlik çağına girmemiş çocuklarınız üç vakitte; sabah namazından önce, öğlen dinlenmesinde elbisenizi çıkarınca, bir de yatsı namazından sonra yanınıza girerken sizden izin istesinler. Bunlar sizin çıplak olabileceğiniz üç vaktidir. Bunların dışında size de onlara da bir günah yoktur. Onlar sizin, siz onların çevresinde dönüp dolaşırsınız. Allah size ayetlerini böyle açıklar. Allah bilir, doğru karar verir."
(Nûr, 58)
Sözcüklerde işa kelimesine verilen anlam nehardaki gibi çelişkilidir. Ancak kelimenin anlamı ve tasvirleri de bu namazın akşam değil, yatsı namazı olduğunu kanıtlar. Ayrıca Nur Suresi'nde geçen zamanların, Arapların uyku zamanıyla örtüşmesi de bu salatın yatsı namazı olduğunun bir göstergesidir.
Yatsı namazı; fecr namazı vaktine kadar değil, alacakaranlık vaktine kadar kılınabilir.
SABAH:
"Namazı; güneşin batı tarafına yönelmesinden gecenin karanlığına kadar, bir de şafak ışıklarının toplandığı sırada (fecr) tam kıl. Şafağın toplanması gözle görülür."
(İsrâ, 78)
"Gündüzün (nehar vaktinin) iki bölümünde ve geceden (gündüze) yakın zamanlarda namaz kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, hatırlayanlar için bir hatırlatmadır. "
(Hûd, 114)
"O halde söylenen şeylere sabret! Ve Rabb'ini, Güneş'in doğmasından önce ve batmasından önce ve gecenin bölümlerinde ve gündüzün taraflarında hamd ile tesbih et. Umulur ki böylece O'nun hoşnutluğunu kazanırsın"
(Tâ-Hâ, 130)
"Ey iman edenler! Elinizin altındaki esirler ile henüz erginlik çağına girmemiş çocuklarınız üç vakitte; sabah namazından önce, öğlen dinlenmesinde elbisenizi çıkarınca, bir de yatsı namazından sonra yanınıza girerken sizden izin istesinler. Bunlar sizin çıplak olabileceğiniz üç vaktidir. Bunların dışında size de onlara da bir günah yoktur. Onlar sizin, siz onların çevresinde dönüp dolaşırsınız. Allah size ayetlerini böyle açıklar. Allah bilir, doğru karar verir."
(Nûr, 58)
Güneşin doğmasından hemen önceki, gecenin gündüze yakın son namazı "sabah" namazıdır.
Fecr vaktinde sabah namazı kılınır -Sabah namazı; Zodyak ışığı (Fecr-i Kazip) zamanı değil, Fecr-i sadık'ta kılınır-
Bazı alimler, "gündüzün taraflarına" sabah ve akşam demiştir. Ancak bu iddia gündüz, fecr ve gecenin kelime anlamıyla uyușmaz.
İtirazlar:
İddia: Bu ve salatı/namazı konu edinen diğer ayetlerden namazın; “sabah”, “akşam” ve “gece” olmak üzere günde üç vakit olduğu anlaşılmaktadır. Bu ayette geçen “zulef” sözcüğünün çoğul yani üç ve üçten fazla bir anlama sahip olmasından hareketle, namazın beş vakit olduğu söylense de “zulef” sözcüğü gecenin üç bölümünü ifade etmektedir; gecenin ilk bölümü, gecenin ortası ve gecenin son bölümü. (Örneğin 73:2,3,4;73:20.) Dolayısı ile gecenin yakınlarından kasıt, gecenin ilk bölümüdür.
Cevap: Bu iddia; sabah namazını, gece namazı olarak almamaktan ve nehar kavramının saptırılmasından kaynaklanmaktadır. İddiada bahsedilen zulef kelimesinin "gecenin ilk bölümünü" kastettiğinin açıklaması yetersiz kalmakla beraber böyle bir anlamlandırma hem ayete hem de mantığa uymamaktadır. Ayetteki zulef, bu iddiaya göre 3 bölümü kastetmektedir ancak sabah namazının vakti de gecenin bu 3 bölümünden birisidir. Bu durumda da bir anlam kargaşası olmaktadır.
Ayette nasıl tesniye haldeki bir kelime olan gündüzün iki tarafı, 2 namazı kastediyorsa aynı şekilde çoğul olan bu kelime en az 3 namazı kastetmektedir. Gecenin yakınlığının ışık ile tanımlandırıldığından bahsetmiştik.
İddia: Ayetin (Hud 114) ilk bölümündeki "ve" harfini ekleme anlamında değil, açıklama anlamında kabul ettik
Cevap: "Ve" kelimesini bahsi geçen ayetlerdeki gibi anlamlandırmak, ayete uymamaktadır. İddia sahibinin dediği gibi bir durum söz konusu olsaydı, 2 vakit 3 vakiti açıklıyor olurdu.
Ayrıca, verilen kelimelerin sözlük anlamlarına bakılarak daha detaylı bir şekilde vakitlere ulaşılabilir. Bu yazının amacı vakitlerin saatini belirtmek değil, namaz vakitlerine yöneltilen iddiaların cevaplanmasıdır.
Kur'an'da salat/namaz kavramı:
Yorumlar
Yorum Gönder
Size cevap verdiğimiz zaman bildirimin size gelebilmesi için Google Hesabınız ile yorum yapın.